Kene vakaları patladı! İşte İstanbul’un yeni kabusu

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte kene kaynaklı hastalıklar ve ölümler yeniden gündemde. Özellikle Anadolu’da yaygın olarak görülen keneler, en son Sivas’ta 8 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Uzun süredir daha çok kırsal bölgelerde rastlanan kene vakaları, İstanbul’da da dikkat çekici şekilde artmaya başladı. 2025 yılının ilk altı ayında, İstanbul’daki sağlık kuruluşlarına toplam 7 bin 2 kene ısırması vakası bildirildi. Bu vakaların 6 bin 165’i sadece nisan, mayıs ve haziran aylarında gerçekleşti. Genellikle tarım arazileri ve ormanlık bölgelerde rastlanan kenelere karşı uzmanlar halkı dikkatli olmaya çağırırken; doğa yürüyüşlerinde veya açık arazilerde bulunan vatandaşların, uzun kollu ve uzun paçalı kıyafetler tercih etmeleri gerektiği vurgulanıyor.
Bazı vatandaşlar, kene tespit ettiklerinde çıkarma aparatlarıyla müdahale etmeye çalışıyor. Kenenin kafasının deride kalması halinde ciddi enfeksiyonlar ve ölümcül komplikasyonlar gelişebiliyor. Bu nedenle kene fark edildiğinde müdahale edilmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması hayati önem taşıyor.
KENE POPÜLASYONU ARTTI
İstanbul Veteriner Hekimler Odası Genel Sekreteri Prof. Dr. Murat Arslan, sıcaklık ve yağış trendlerindeki değişimin, özellikle Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığını taşıyan Hyalomma marginatum türü kenelerin popülasyonunu artırdığını söylerken, “Nisan ayından itibaren, özellikle hastalığın endemik olduğu bölgelerde yağışların mevsim normallerine göre yüzde 27,2 ile yüzde 43,2 oranında azalması, kenelerin aktif hale gelmesini kolaylaştırdı. Kurak ve sıcak hava koşullarının, bu türün yaşam ve yayılımı için elverişli ortam oluşturdu. Tarım işçileri, çobanlar, orman işçileri, açık arazide görev yapan askerler gibi gruplar öncelikli risk grubunda” ifadelerini kullandı.
KEKLİK ÇÖZÜM OLUR MU?
Keneyle mücadelede akarisit uygulamalar, zaman zaman da biyolojik mücadele amacıyla doğaya keklik salınması gibi yöntemler kullanılırken Arslan, şunları söyledi: “Doğaya salınan kekliklerin palaz döneminde böceklerle beslendiği, erişkin dönemlerinde ise umulanın aksine kenelerin larva-nimf dönemlerinin bu kuşlardan beslendiği unutulmamalıdır. KKKA hastalığının vektörü olan Hyalomma kenelerinin erişkinleri arazide toprak çatlaklarında vs saklanırlar ve kekliklerin bu keneleri bulup yemesi zordur. Bu nedenle doğaya keklik salınması beklenen kene mücadele etkisini gösteremez.”
KENE HASTANEDE ÇIKARILMALI
Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi A. Deniz Akkaya Pultar ise kenenin yapıştığı yerden çıkartılması için mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğine dikkat çekti. Pultar, “Kene çıkarıldıktan sonra ateş, halsizlik, bulantı-kusma ve ishal gibi şikayetlerin gelişmesi durumunda kişi hastaneye başvurmalıdır. Özellikle atopik kişiler ile bağışıklık sistemini etkileyen çeşitli hastalıklara sahip olan bireyler sinek ve böceklerin tükürüğünde bulunan antijenlere karşı daha hassas olabilirler” dedi.
Kene ısırmasına bağlı yanlış müdahale sonrası deride ve iç organlarda kanamalar meydana geliyor.
30 KENE TÜRÜ VAR
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Zehra Çağla Karakoç da, kenelerin zorunlu kan emici artropodlar olduğunu belirtirken, şöyle konuştu: “Dünyanın her bölgesinde gözleniyor. Türkiye, iklim ve coğrafi olarak kenelerin yaşamına elverişli bir ülke. Türkiye’nin yaklaşık 30 kene türüne ev sahipliği yaptığı tespit edildi. Hastalığın kuluçka süresi ortalama 1-3 gün kadar sürerken, belirtiler; yüksek ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, bulantı- kusma ve karın ağrısı şeklinde ortaya çıkıyor.”
[email protected]
Kaynak: Web Özel