Kartalkaya’da davasında 3’üncü gün! Sanık Ceyda Hacıbekiroğlu sorumluluğu babasına attı

Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de meydana gelen 78 kişinin yaşamını yitirdiği, 133 kişinin yaralandığı yangına ilişkin 19’u tutuklu toplam 32 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması, Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce üçüncü gününde devam ediyor.
Bolu Kartalkaya’da bulunan Grand Kartal Otel’de meydana gelen ve 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangına ilişkin davanın üçüncü gününde savunma yapan tutuklu sanıklardan Grand Kartal Otel’in sahibi Halit Ergül’ün kızı ve otelin ortaklarından Ceyda Hacıbekiroğlu, “Ben otel sahibi olarak orada değildim, çocuklarımla sömestir tatili için otele gitmiştim” dedi. Hacıbekiroğlu, oteldeki ortaklığına ilişkin “Otelin statüsünün değişmesi için, anonim şirket kurulması için 5 pay sahibi gerekiyormuş toplam. Bu yüzden babam beni, kardeşimi ve kuzenimi kaydetti. Sonradan kuzenim çıkartılmış ama biz kaldık. Ben sadece otele tatillerde gelirim. Oteldeki herkes babamdan talimat alır” dedi.
“Babasının jest olsun diye verdiği hisse bugün müvekkilimin burada sanık olmasına neden olmuştur”
Sanık Bekiroğlu’nun avukatı Bülent Polat ise şu savunmayı yaptı:
“Babasının jest olsun diye verdiği hisse bugün müvekkilimin burada sanık olmasına neden olmuştur. Müvekkilim tüm tahsil hayatını Bolu dışında gerçekleştirmiştir. Evlendikten sonra da İstanbul’da yaşamaya devam etmiştir. Müvekkilimiz babasının şirketinde hiçbir zaman bir görev üstlenmemiştir. Bu bir aile şirketi. Kağıt üzerinde yönetim kurulu kararları alınıp imza atılmıştır. Yönetim kurulu da kağıt üstündedir. 26.06.2020 tarihinde yönetim kurulu bir iç yönerge hazırlamış ve 2021’de ticari sicil gazetesinde ilan edilmiştir. Muhasebe müdürü ve genel müdür atanmıştır. Müvekkilim Ceyda hiçbir zaman imza yetkilisi olmamıştır. Otelin işleyişi ile ilgili hiçbir evrakta imzası yoktur.”
Tutuklu sanık Hacıbekiroğlu, şu iddialarda bulundu:
“Ben 6’ncı katta kalıyordum. Seslere uyandım ama eğlence sesleridir diye geri yattım, sonra yardımcım geldi ve duman geldiğini söyledi. Bunun üzerine annemi aradım, annem ‘havlu ıslat ve kapının altına koy’ dedi. Sonrasında camı açtım fakat çocuk kilidi olduğu için çok az açılıyordu. Camı kırmaya çalıştım, birinci camı kırdım ancak ikinci camı kıramadım. Sonrasında bir müşteri yardımcı oldu kendi ailesini kurtardıktan sonra. Çocuklarımı verdim ve sundurmadan çıkarak kurtulduk. Mini Kulüp görevlileri çocuklarımı Kartal Otel’e götürdüğünü söyledi. Çocuklarımı görmeye gittim ve o sırada çocuklarım söyledi yaralandığımı öyle fark ettim. Sonra dışarı çıktım, topallayan bir çocuk gördüm, ‘annemi istiyorum’ dedi, ardından kayak hocaları gördü ve çocukları Kartal Otel’e götürdüler. Bu sırada itfaiyeyi aramaya devam ettim. Herkes bir bağrış içindeydi, atlayanlar vardı, biz de elimizden geleni yapmaya çalışıyorduk. Üç itfaiye aracı vardı, ben itfaiyeyi aramaya devam ettim ve ‘yangın için yeterli olmayacağını gerekirse helikopter göndermeleri gerektiğini’ söyledim.
“Ben otel sahibi olarak orada değildim, çocuklarımla sömestir tatili için otele gitmiştim”
Gelen itfaiye aracının önüne atladım ve ‘yangın arka tarafta daha fazla oraya gidin’ diye uyardım. Arkadaşım da vardı ve en son ona ulaşamadım artık. İtfaiye aracı denilene göre kara battığı için arka taraftan müdahale edilemeyeceğini belirterek ön tarafa geçti. Yangın devam ederken bana ‘garaj boşaltılmazsa büyük bir patlama olacağı’ ifade edildi bir kayak hocası tarafından bu arada da babamı aradım garajdan arabasını çekmesi için. Bu yanlış aksettirildi. Ben otel sahibi olarak orada değildim, çocuklarımla sömestir tatili için otele gitmiştim. Bu otel Türkiye’ye büyük katkıları olan dedem Mazhar Mürtezaoğlu tarafından yapıldı. Böyle bir otelin bu duruma sebebiyet vermesi çok üzücü Ben otel açıldığında 7 yaşındaydım. Otelin statüsünün değişmesi için, anonim şirket kurulması için 5 pay sahibi gerekiyormuş toplam. Bu yüzden babam beni, kardeşimi ve kuzenimi kaydetti ve yönetim kurulu üyesi yaptı. Şirkette beş pay sahibi yasasının kaldırılmasının ardından kuzenimi çıkarttı. Sonradan kuzenim çıkartılmış ama biz kaldık. Ben sadece otele tatillerde gelirim. Oteldeki herkes babamdan talimat alır. Çocuklarım ve ben büyük bir travma yaşadık. Bir suçum yok, tahliyemi istiyorum. Elif Aras da tatillerde gelir sadece, İstanbul’da yaşar. Onun da benim gibi otelde bir yetkisi yoktur. Annem Emine Mürtezaoğlu da İstanbul’da yaşar bize çocuklar konusunda yardımcı olur. Alarm sisteminin çalışıp çalışmadığı konusunda bir bilgim yok.”