Can Karakoç: “Bu yaz hem uzaklaşma hem de sınırları zorlama zamanı”

Oyunculukla seyahat arasındaki özgürlük farkını samimiyetle anlatan Karakoç, “Gezerken daha özgür hissediyorum. Orada hiçbir beklenti yok. Kimse beni izlemiyor, yargılamıyor. O anonimlikte büyük bir rahatlık var. Oyunculuğun ham maddesi de zaten hayatın ta kendisi. Sokakta yürürken birinin göz hareketini fark etmek bile ilham verici” sözleriyle, gözlem yeteneğini nasıl beslediğini aktarıyor.
Net bir tatil planı olmadığını ancak bir hafta Ege’ye kaçmayı planladığını belirten Can Karakoç, “Kalabalıktan uzak, sadece deniz ve sevdiğim bir arkadaş grubuyla birkaç gün nefes almak istiyorum” diyor. Ancak yazı sadece dinlenmeye değil, sınırları zorlamaya da ayırdığını belirterek sözlerine şöyle devam ediyor: “Uzun zamandır ertelediğim tandem atlayışı (eğitmenle birlikte paraşütle uçmak) bu yaz mutlaka yapmak istediğim bir şey. Kendime bir aksiyon sözü verdim. Bu yaz tam bir denge işi olacak.”
“Çocukluğun saf neşesi geri gelmiyor”
Hafızasında en derin yer eden tatil anılarının çocukluk anıları olduğunu söyleyen Karakoç “Kuzenlerimle ve mahalle arkadaşlarımla geçirdiğim yazlar unutulmaz. O zamanlar tek derdimiz denizin dalgalı olup olmamasıydı. Güneşin altında saatlerce kalıp ıstakoz gibi kızardığımız o günlerin hazı bir daha geri gelmeyecek. O saf neşe, kıymetini sonradan anladığımız bir şey.”
Favori tatil rotaları: Ordu’dan Ege’ye, Santorini’ye uzanan huzur
Kışın Ordu Çambaşı’ndaki kayak pistlerini, yazın ise Ege kıyılarındaki sakin koyları tercih ettiğini söyleyen oyuncu, yurt dışında ise Santorini’yi unutamadığını söylüyor: “Beyaz evler, mavi kubbeler, eşsiz bir gün batımı… O atmosfer çok özel.”
Tatil hayalini “abartısız ama huzurlu” olarak tanımlayan Karakoç, bir tekneyle Ege sahillerine açılmak istediğini belirtiyor. “Yanımda sevdiklerim, hafif bir rüzgâr, mangalda balık kokusu… Akşam yıldızları izlerken içilen bir kahve… Hepsi bu. O anı yaşamak yeter.”