Antalya Film Festivali’nde “Erken Kış” ve “Kanto” İzleyiciyle Buluştu

62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yarışma heyecanı sona yaklaşırken, Özcan Alper’in “Erken Kış” ve Ensar Altay’ın “Kanto” filmleri bugün seyirciyle buluştu. Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda gerçekleşen gösterimlerin ardından yapılan söyleşiler, hem filmlerin yaratıcı süreçlerine hem de tematik derinliklerine dair etkileyici sohbetlere sahne oldu.

Antalya Altın Portakal Film Festivali

“Erken Kış”: Savaşın Gölgesinde Taşıyıcı Anneliğin Hikayesi

Özcan Alper’in yönettiği “Erken Kış”, Gürcü ve Ukrayna kökenli bir sanatçının taşıyıcı annelik üzerinden kurulan karmaşık bir ilişkiyi, savaşın gölgesindeki bir coğrafyada ele alıyor. Yönetmen Alper, filminin “bireysel yalnızlıkla toplumsal çöküş arasında bir hikâye” taşıdığını belirterek, “Her şeyin tek cevabı olmaz; o yüzden sanat var.” dedi. Oyuncu Leyla Tanar ise çekim sürecinin doğallığını “kozmetik olmayan, samimi bir deneyim” olarak tanımladı.

Antalya Altın Portakal Film Festivali

“Kanto”: Aile, Yalnızlık ve Kadın Mücadelesi

Ensar Altay imzalı “Kanto” ise yıllarını ailesine adamış bir kadının, kayınvalidesinin kaybolmasıyla sarsılan hayatını anlatıyor. Yönetmen, Japonya’da çektiği Kodokushi belgeselinden ilham aldığını söyleyerek, “Toplum olarak yavaş yavaş yalnızlığa itiliyoruz.” dedi. Film sonrası yapılan tartışmada Didem İnselel ve Sinan Albayrak arasında “kadın-erkek rolleri” üzerine canlı bir diyalog yaşanırken, usta oyuncu Yıldız Kültür, “Yaşlandıkça daha da egoistleşiyoruz, oysa sevgiyle yaşlanmayı öğrenmemiz gerekiyor.” sözleriyle izleyiciden alkış aldı.

Aynı gün, Ulusal Kısa Film Yarışması’nda “Bimba”, “Verdiğiniz Bilginin Doğruluğu İçin Teşekkür Ederiz” ve “Adako” filmleri de gösterildi. Ekiplerin katıldığı söyleşiler, genç sinemacıların üretim süreçlerine dair samimi paylaşımlarla festivalin en sıcak anlarına dönüştü.