DEM Partili Beştaş’tan, Selahattin Demirtaş’ın süreç eleştirilerine destek – Son Dakika Siyaset Haberleri

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Erzurum Milletvekili, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve Meclis Komisyon Üyesi Meral Danış Beştaş, tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın süreç ve komisyona ilişkin eleştirilerini destekledi.

O SÖZLERİ ALINTILADI

Beştaş, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Demirtaş’ın yazısını alıntıladı.

Demirtaş’ın yazısında yer alan “Dost acı söyler, ben barışın ve kardeşliğin dostu olarak bunları 12 metrekarelik hücremden görüyor ve üzülüyorum. Hücredeki tek arkadaşım ve yerine kayyım atanarak altı yıldır suçsuz yere hapiste tutulan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Adnan Selçuk Mızraklı’ya ve onun dik duruşuna bakıp bakıp bu yazıyı yazarken umudumuzu koruyor, mücadele kararlılığımızı diri tutuyoruz. Biliyoruz, inanıyoruz ve çabalıyoruz. Barış ve kardeşlik mutlaka kazanacak” sözleri paylaşımına ekleyen Beştaş, eleştirilere destek verdi.

Demirtaş’ın “Sürecin muhasebesi: Neler yapabilirdik ya da yapabiliriz?” başlıklı bir yazısı T24’te yayımlandı.

Yazıda, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin DEM Partili milletvekilleri ile tokalaşmasının ardından başlayan sürece ve TBMM bünyesinde Ağustos 2025’te kurulan komisyona yönelik eleştirilerde bulundu. Demirtaş, ayrıca, süreçte neler yapılabileceğini de sıraladı.

Söz konusu eleştiriler kısaca şöyle:

“…sürecin kilit kavramı ‘silah’ değil ‘kardeşlik’tir. Silah, kardeşlik hukukunu örselediği, kanattığı için tabii ki öncelikle silah aradan çıkmalıydı. Bununla eş zamanlı olarak da kardeşlik hukuku ve duygusu onarılmalıydı. İşte buna ilişkin etkili, sonuç alıcı tek bir adım bile atılmadı. Çıkarılması gereken yasalardan söz etmiyorum, henüz o konuda da ilerleme olmadı ancak yasadan önce yapılması gereken şey, duyguda birliği sağlamaya yönelik çalışmalardır, bunlar yapılmadı.

Yasa toplumda, halkta, millette yapılır; Meclis ise o yasayı norma dönüştürür ve bağlayıcı hale getirir. Dolayısıyla kardeşliğin yasaları önce halkın bağrında, yüreğinde, benliğinde ve bilincinde yapılmalıdır.

İşin esası ideoloji, teori, norm değil duygudur. Kardeşlik önce duyguda kurulur, sonra Meclis onu norma, yasaya dönüştürür. Ortada duygu yokken yasa yapmaya kalkarsanız hem zorlanırsınız hem de halkın iradesinin tersine adım atmış olursunuz. Her şeyi getirip yasaya bağlamak ve sanki yasalar çıksa tüm sorunlar hemen o saat çözülecekmiş gibi bir beklentiye girmek büyük hatadır…

Evet, Kürt ile Türk kardeştir, birbirlerini kardeş gibi, ana gibi, yar gibi sevmelidir. Fakat son yüz yılın hataları nedeniyle araya kan girdi, silah girdi, ayrımcılık girdi…

Öfkeler, kızgınlıklar, kırgınlıklar, nefretler, intikam duyguları birikti, birikti, kardeşlerin arasına girdi. Bunları gidermek, yasımızı ve acımızı ortaklaştırmak, yaralarımızı karşılıklı sarmak, göz göze bakıp kardeşçe sarılmak, hüzün ve sevinç gözyaşlarını aynı anda dökmek yasadan çok daha öncelikli, yapıcı ve kalıcı olur…

…Bol bol dinleme yapıldı. Orada burada gereksiz yere sloganlar atıldı, televizyonlarda konuşanlar ağızlarının ayarını tutturamadılar; hakaretler, tehditler, şantajlar, ekranlardan halkın üstüne boca edildi.

Yetmedi, muhalefete yönelik ve özellikle CHP’yi hedefe koyan ‘mutlak butlan, iptal, tutuklama, kayyım, casusluk, rüşvet’ operasyonlarıyla ayrışma iyice derinleştirildi. 30 yıllık hapis cezalarını bitirmiş siyasi mahpuslar, hasta mahpuslar bile cezaevinden çıkamadılar. Kayyım atanmış tek bir belediye bile halka iade edilmedi. Kürt – Türk kardeşliği pekiştirilmeden, üstüne Türk – Türk ayrışması eklendi.”

Başa dön tuşu