Fenerbahçe eski teknik direktörü Aykut Kocaman’dan seçilecek yönetime mesaj: Dışlayıcı olmasınlar

Fenerbahçe’de futbolcu olarak da forma giyen, 2009-2013 ile 2017-18 olmak üzere iki ayrı dönemde teknik direktörlük yapan Aykut Kocaman, seçimli olağanüstü genel kurulda oyunu kullandı. Genel kurul üyelerinin yoğun ilgi gösterdiği Kocaman, oy işlemlerini gerçekleştirmesinin ardından Haber Global Spor Koordinatörü Fatih Demirkol’un sorularını yanıtladı.

Seçimdeki seviyenin son gün haricinde gayet iyi geçtiğine vurgu yapan Kocaman, “Her kes ne yapmak istediğini, daha çok kendi odaklayarak anlatmaya çalıştı. Son anlarda işin boyutu biraz daha değişti ama yine de ortalama olarak bakıldığı zaman diğer seçimlere göre biraz daha kendilerini anlattıkları bir seçim oldu. Bunun da Fenerbahçe için doğru olduğunu düşünüyorum. Ben her seferinde söylediğim gibi; çatışma ve çatışma ruhu hiçbir toplumda fayda getirmemiştir. En sonunda çatışanlardan kazanan da kaybeder kazanan da kaybeder. Ama rekabet, yarışma her zaman başarıyı getirir, gelişim getirir, gelişimi içinde bulundurur. Bu tip davranışlar iki başkan adayının da son an hariç, Fenerbahçe’yi ve içinde bulundukları toplumu geliştirmek uğrunaydı. Umarım kazanan bu söylediklerini yapma becerisine sahip olur” değerlendirmesinde bulundu.

“FENERBAHÇE’NİN KİMSEYİ DIŞLAMAYA HAKKI YOK”

Aykut Kocaman, son dönemde sıkça dile getiren 3 Temmuz sürecine ilişkin de çarpıcı açıklamalarda bulundu. 3 Temmuz ve sonrasında kulübe kast edildiğini ifade eden Kocaman, “O dönem kulübü kast edenler karşılarında yıkılmaz bir duvar gördüler. Müthiş inançlı bir toplum gördüler. Ve bu, ülkede de önemli bir dönüşümün öncü ayaklarından bir tanesi oldu. Fakat sonra bunu organize eden güç, önemi bir güç tabii ki ülkedeki iş birlikçileriyle beraber onu söylemek lazım, tavır değiştirdiler. Bunu 17/18’de ben de çalıştığım dönemde sahadaki karşılığını gördüm. O da şuydu; ‘Fenerbahçe’nin karşısında bir güç olarak onu devirmeye çalışan olursak Fenerbahçe bizi yeniyor, yendi. Dolayısıyla Fenerbahçelileri birbirine düşürmek lazım’ dediler ve bunu çok başarılı bir şekilde yaptılar. Antrenörünü, oyuncusunu, yöneticisini güncel deyimle çöp haline getirdiler. Herkes birbirine düştükten sonra esas itibarıyla Fenerbahçe’ye güç veren, birbirleriyle çekişmeden, rekabetten kaynaklanan, o yaratılan elektrikten kaynaklanan o büyük güç, bir süre sonra birbirini yiyen bir güce dönüştü. Ve hala bunun sürecini yaşıyoruz. Ne yazık ki Fenerbahçe’yi yönetenler de bu konuda özenli davranmadılar. Ancak bu seçim beyanlara bakılırsa, vaatlere bakılırsa ya da şikayetlere de bakılırsa sanki biraz daha farkına varmış gibi görünüyorlar. Hangi aday kazanırsa kazansın önce Fenerbahçe için hayırlı olsun ama ondan sonra da esas itibarıyla seçimden önce konuştukları gibi en azından dışlayıcı olmasınlar. Dışlayıcı olmazlarsa herkes duracağı pozisyonu çok daha iyi bulur. Aynı zamanda herkesten de bir şekilde bir katkı alabiliyor, hayat böyle bir şey. Komşu komşunun külüne muhtaç derler, hakikaten çok doğru bir laftır. Dolayısıyla kimseyi Fenerbahçe’nin şu pozisyonda dışlamaya, itmeye hakkı yok. Yeni gelen yönetim de, devam ederse Ali Bey gelirse de Sadettin Bey dilerim ki buna dikkat ederler” ifadelerini kullandı.

Başa dön tuşu