Siyasetin göze alamadıkları: CHP’ye açılan kurultay davası, ekonomiyi, komisyonu tehdit etti, bazı liderlerin tarihe geçme şeklini belirleyecekti… – Son Dakika Siyaset Haberleri

Geçtiğimiz haftadan başlayalım. Perşembe günü çok partili sistemin pazartesi, yani dün gömüleceği yönündeki düşünce başkentin kulislerinde hakimdi. Cuma gününün ilk saatlerinde farklı sesler, kulisler, bilgiler gelmeye başladı. CHP Kurultayı’nın Yüksek Seçim Kurulu (YSK) dışarıda bırakılarak asliye hukuk mahkemesi aracılığıyla iptal edilmesine “Yargıtay’da tepkiler var ve yüksek sesle artık dile getiriliyor” bilgisi bizlere kadar ulaştı. Hatta, “İptal edilirse ve iptal kararı bize kadar ulaşırsa bunu da biz iptal ederiz” dendiği iddia ediliyordu.
Benzer ters yaklaşımlar diğer yargı kanallarından da gelmeye başladı. İstanbul’daki yargı sürecinin Ankara’daki yargı sürecini etkilemeyeceği, mahkemenin ertelemeye gitmesi, doğal olarak CHP yönetimine iddiaları ortadan kaldıracak girişimler takvimini uygulamaya koyma şansı vereceği söyleniyordu. Hafta sonunu güçlenen bu bakış açısını farklı kaynaklardan da edinerek ve CHP’nin Tandoğan’daki tarihsel mitingiyle geçirdik.
Kritik duruşma için dün sabah saatlerinde Batı Adliyesi’ne geldiğimizde küçük duruşma salonunun üç katı kalabalıkla karşılaştık. Mahkeme hakimi, yüksek tansiyonun farkındaydı ve tarafların ateşli konuşmaları karşısında sonuna kadar sükunetini korudu. “Türkiye’nin ilgilendiği bu davayı bu kadar küçük bir salona niye aldınız?” şeklindeki kendisine yönelen bir soruya, “O da bizim hatamız” diye yanıt verdi ve herkes gülmeye başladı. Ortamı anında değiştirdi.
Karşılıklı beyanların alınması sırasında Lütfü Savaş’ın avukatının “organize suçlular” söylemine yine tepki yükseldi.
Hakim duruşma boyunca sükunetini ve netliğini korudu. Bu sırada çok sayıda avukat dışarıda tahmin yürütüyordu. Ancak büyük çoğunluğun “erteleme” beklediğini konuşmalarımızdan anladık. Erteleme kararının açıklanması ve 21 Eylül’de yapılacak olağanüstü kurultaydaki delegasyonun listesinin istenecek olması, CHP yönetiminin değişmesini bekleyenleri umutsuzluğa sürüklediği söyleniyor. Çok sayıda hukukçu, “24 Ekim’deki duruşma konusuz kalabilir” tespitini yaptı.
TÜRKİYE NELERİ YAŞAMADI?
Demokrasisi ve hukuku alabildiğince yıpratılan Türkiye, tüm zorlamalar karşısında birazcık nefes almış oldu. Türkiye, iktidarın etkisindeki hukuk aracılığıyla birinci partinin genel başkanının mahkeme kararıyla değiştiridiği ülke olma yolundan şimdilik çıkmış gibi. Konu, Menderes döneminde CHP’ye yönelen baskılar, AKP döneminde de oldu diye tarihe geçebilir.
Siyasi düşüncesi ve ekolü farklı olan büyük hukukçuların hemen hepsi YSK’yi ilgilendiren bu konuların asliye hukuk mahkemesinde görülmesinin tam hukuksuzluk olduğu konusunda birleşiyor. Hukuk çokça hırpalanmış olsa da, yapılabilecek en büyük hata şimdilik yapılmamış oldu.
Bir yandan ekonomiyi “düzeltme” çabaları karşısında bir yandan da siyasi güvensizlik oluşturacak bir karar da çıkmamış oldu.
Meclis’te kurulan komisyon da iktidar eliyle şimdilik dağıtılmamış oldu.
Bu aşamadan sonra artık, CHP’deki aktörlerin de birlik olup partiyi iktidara taşımaya kafa yormaları kaçınılmaz. “Önce partiyi yeniden düzenleyeyim, sonra iktidara bakarız” yaklaşımı artık tahammül edilebilecek bir yaklaşım değil. Ülkenin, kitlelerin moralini bozmak yeni kayıplara yol açabilir, bunun da sorumluluğu ağır olur.