Minnet duygusu çiftleri nasıl etkiler?
Birisinin bakımını üstlenmek zorlu bir görevdir; özellikle de ihtiyaçları sık ve uzun vadede olduğunda. Bakımı yapan kişi, kendisini yardıma zorunlu hissedebilir; ancak zorunlulukla gelen kısıtlı miktardaki keyif ve değer hissi, mevcut durumu sürdürmeyi zorlaştırabilir ve bu durum bakımı alan kişi açısından da eşit derecede stres demektir. Peki çiftler bu dinamiği nasıl iyileştirebilir? Yapılan yeni bir araştırma, insanları yardım için motive eden şeyin kritik olduğunu gösteriyor. Üstelik bu motivasyon hem ilgilendikleri kişi ile hem bakım dışındaki hayatları ile olan etkileşimlerinden etkileniyor.
Motivasyon üzerinde çalışmalar yapan araştırmacılar, iki temel tür tanımlıyorlar: Otonom ya da öz motivasyon – bir şeyi getirdiği keyif, tatmin hissi ya da anlam için yapmak – ve kontrollü ya da dış motivasyon – bir şeyi sadakat yüzünden ya da yapmamanız durumunda suçluluk duyacağımız için yapmak. Her durumda yardım ediyorsunuz; ancak otonom motivasyon, kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlıyor ve daha iyi sonuçlar ortaya koyuyor.
Bakım üzerine yapılan çalışmalarda, hasta partnerlerine otonom motivasyon ile yaklaşan bakıcıların, görev bilinci ile yaklaşanlara kıyasla daha mutlu oldukları, ilişkilerini daha çok sevdikleri ve bakım konusunda daha az stres duydukları görülüyor. İlginç bir şekilde ilgilenilen partnerler de birtakım faydalar ediniyor: İlişkilerini daha tatmin edici görüyorlar ve bazı vakalarda ağrı giderimi daha yüksek seviyede oluyor.
Kötü bir sevgili olduğuna dair 5 işaret
Yardımcı olan kişilerin iç motivasyonları partnerlerini neden etkiliyor? Araştırma ekibinden Sara Kindt, bu durumun bakımı yapan kişinin partnerine karşı duyarlılığının motivasyon üzerindeki etkisi ile ilgili olduğunu söylüyor. Kindt: “Otonom bir şekilde motive olan partner, karşısındaki kişinin tercihlerine ve ihtiyaçlarına karşı daha açık daha meraklı ve samimi bir şekilde anlayışlıdır” diyor ve ekliyor “Partnerin kontrollü motivasyonu ise daha kısıtlayıcı ve daha az duyarlı bir yöntemle tepki verme ile ilişkilendirilebilir.”
Evet, gayet mantıklı görünüyor; ancak motivasyon kontrolümüz dışında bir şey değil midir? Görünen o ki değil; en azından tamamıyla. Motivasyonumuzu minnet duygusu ile daha otonom bir yöne götürebiliyoruz anlaşılan. Yine Kindt tarafından yürütülen bir araştırma kapsamında, üyelerden birinin fibromiyalji adında ağrılı bir sendroma sahip olduğu, diğerinin ise sıklıkla onunla ilgilendiği çiftlerden iki hafta boyunca günlük anketlerin doldurulması istendi. Bakımı yapan kişiler, partnerlerine yardımcı olma motivasyonunu neyin sağladığından ve bu yardımın günlük hedeflerine – başka insanlara ilişkilerini koruma, çalışma ya da kişisel sağlıkları ile ilgilenme gibi – ulaşmalarını ne derece etkilediğinden bahsettiler. Araştırma sonucunda, bakımı yapan kişilerin partnerlerinden daha çok minnet duygusu aldıkları günlerde, yardım motivasyonlarının daha otonom olduğu görüldü. Hedeflerine ulaşmaları engellendiğinde ise otonom motivasyonlarında düşüş yaşandı – beklenildiği üzere. Kindt sonuca ilişkin “Şükran duygusu güçlü bir şey. Küçük bir teşekkür dünyalara bedel” diyor.
Bilim onaylıyor: Mutlu eş, mutlu hayat demek!
Yapılan bir araştırma, evlilikte…
Tartışırken kaçınmanız gereken davranışlar
İçinden geçtiğimiz bugünler büny…
Bu durumun zor zamanlar geçiren çiftler açısından anlamı ne? Kindt’e göre, bakım döneminde pozitif ilişkiyi korumak hem bakımı alan hem de veren kişinin mutluluğu açısından çok önemli ve minnettarlık, bunu yapabilmeyi sağlayan araç olabilir. Yine de acı çekerken ya da kendinizi kötü hissederken şükran duymak biraz güç olabilir tabii. Minnettarlığı zorla hissettiremezsiniz; aksi takdirde bir tür borçluluk ifadesine dönüşebilir – ki bu durum, gerçek minnet duygusu gibi sonuçlar getiremez. Ve karşı taraf kararsızlığınızı hissettiğinde, şükran duygunuzu hakiki olarak kabul etmekte güçlük yaşayabilir. Bu anlarda, içerisinde bulunduğumuz güç durumu kabullenip yazı ile ifade etmeye çalışabiliriz. Yazı, hayal kırıklığı, üzüntü ya da öfke gibi acı dolu duyguları keşfetmede etkili bir araçtır. Bu tür bir yöntem belirlemek, minnettarlık gibi daha pozitif duyguların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir. Öte yandan, sözlü bir şekilde teşekkür etmeye devam edebilir ve bunun zamanla daha kolay hale geleceğini umabiliriz. Minnettarlık üzerine yapılan araştırmaların birçoğunda, insanların, hayatlarının iyi gidip gitmemesine bakılmaksızın, sahip oldukları güzel şeylere odaklanmaları bekleniyor.
Kadın ve erkek beyninde “empati” farkı var
Ancak alıcının kapalı olması durumunda teşekkür etmenin hiçbir manası kalmıyor. Evet, zaman zaman şükran duymak zor; ancak minnettarlığı almak da o kadar kolay olmayabiliyor. Kindt, karşı tarafın teşekkürü tanıması ve kabul etmesi gerektiğini söylüyor. Aksi takdirde, birbirleri ile ilgilenmenin keyif dolu, ödüllendirici yönünü kaçırabiliyorlar.
Şükran duygusunun potansiyel faydaları göz önüne alındığında, çiftlerin ilişkilerinin güçlüklerin tehdidi altında olmaması durumunda bile minnettarlık üzerine düzenli bir şekilde pratik yapmalarında yarar var. “Partnerim bana yemek yapma gibi küçük şeylerde teşekkür ettiğinde, genelde hoşlanmadığım yemek yapma aktivitesinin üzerimde daha hafif bir yük haline geldiğini hissediyorum” diyor Kindt ve son olarak şunu söylüyor: “Şükran duygusu, risk altındaki ya da zor bir süreçten geçen ilişkilerde çok daha önemli bir yere sahip.”
Ruh eşinizi bulduğunuza dair 6 işaret
Çoğu insanla ortak nokta bulmak …
Size mi aşık, kendine mi?
Partneriniz işe yaramazın teki m…
Çiftlerin en çok kavga ettiği 7 konu
Yapılan araştırmalara göre çiftlerin kavga etmesine neden olan bazı genel sebepler var. Eğer bunların farkında olursanız, durumla başa çıkmanız kolaylaşır ve potansiyel hasarı engelleyebilirsiniz.
7
Şu ‘arkadaş’ınla fazla zaman geçiriyorsun
Kıskançlık en büyük ilişki katillerinden biridir. Ara sıra herkes biraz kıskançlık yapabilir, bu ilişkiye ve beraber olduğunuz insana tutku ile bağlı olduğunuzu gösterir. Ama alışkanlık ya da takıntı haline gelirse, tehlikeli hal alır. Örneğin arkadaşlarıyla çıktığında onu sürekli arıyor ya da mesaj atıyorsanız, kendinize bir dur demeli ve bunun altındaki sebepler ile yüzleşmelisiniz. Küçük adımlarla da başlasanız, sevdiğiniz insanın da bu rahatsız edici tutumdan kurtulmak için çaba harcadığınıza şahit olması gereklidir. Hayatınıza objektif bir gözle bakarak öz-değerleriniz üzerinde çalışın; kendinize güveninizi artıracak fiziksel bir aktiviteye başlayabilir ya da bir terapist ile konuşmak ve destek almak isteyebilirsiniz
Paramızı çarçur edip duruyorsun
Sıklıkla gündeme gelen mali sıkıntılar, kavgalara sebep olabilir. Herkes iyi şartlarda yaşamak ister ama gelir gider dengesini sağlamak kaçınılmazdır. Kredi ödemeleri, kira, faturalar, mutfak alışverişi gibi zorunlu harcamalardan sonra kalan para ile ‘lüks’ sayılan ihtiyaçlarınıza yönelmeniz daha doğru olacaktır. Sevgilinizle aynı sayfada olduğunuza emin olun, birliktelik yaşarken daha sorumlu davranmak zorunda olduğunuzu unutmayın. Alışveriş kolikler kendilerine çeki düzen vermek ve ortak bütçe dengesi korunmak zorundadır.
Neden seksi hep ben başlatmak zorunda kalıyorum?
Samimiyet her ilişkinin büyük bir parçasıdır ve cinsellik de bunun çok önemli bir kısmıdır. Ama partnerler arasında farklı cinsel dürtüler söz konusu olabilir. Ayrıca bazen stres, kötü ruh hali ve kısıtlı zaman gibi olumsuz dış etkenler cinsel hayatınızın tadını kaçırabilir. Bir taraf inisiyatifi daha sık ele aldığında bu diğer tarafın ilgisiz görünmesine sebep olabilir. Seksle ilgili en genel problemlerden biri sıklık ve bir tarafın diğerinden istekli olmasıdır. Bunu bir an önce oturup karşılıklı konuşmalı ve şikayet etmek yerine birbirinizi anlamaya çalışmalısınız. Üstelik bazı durumlarda azalan gerçekten cazibe olabilir. Bazen ise karşı taraf çabalayanın siz olmasına alışmış ve kendisini bu şekilde rahat hissediyordur. Konuşun.
Senin hizmetçin yok!
Ev işleri, temizliği ve düzene kadınlar genellikle erkeklerden daha düşkündür. Her yeri temiz ve toplu tutmaya çalışan taraf, sevgilisinin kendi tabağını yıkamak ya da ara sıra yatağı toplamaktan bile kaçındığını görünce üzülebilir, hatta sinirlenebilir. Böyle bir durumda yapmanız gereken ilk şey öfkenizi kontrol etmek olmalı. İkiniz de düzenli insanlar olmayabilirsiniz, dolayısı ile bu tür aksamalar onu sizin kadar rahatsız etmeyecektir, onun için normal olan da budur. Konuşun, sizin için önemini dile getirin ve yardımcı olmasını isteyin ama sakın öfkeden gözünüz dönmüş bir şekilde karşısına dikilip bağırmayın, alabileceğiniz cevaplar sizi daha çok yıpratabilir.
Neden hiç benim yapmak istediklerimi yapmıyoruz?
Herkes çalışıyor, herkesin sorumlulukları var ve kendilerine ayırdığı zaman sınırlı. Birlikteliklerde çiftlerden biri dominantsa ortak boş vakitlerde yapılacak aktiviteler genelde onun tercihleri etrafında şekillenebiliyor ve dolayısı ile diğer taraf kendi istediklerini yapamamış oluyor. Agresifleşip bu konuda şikayet edeceğinize, arada sırada sizin isteklerinizin gündeme gelmesini istediğinizi ve hatta ayrı ayrı da vakit geçirebileceğinizi konuşmalısınız. Çift olmak sürekli birlikte ve aynı şeyleri yapıyor olmak demek değildir.
Yine o aptal diziyi izlemek istemiyorum
İki tarafın da beğenerek izleyeceği televizyon programları bulmak biraz zor olabilir ama bu konudaki rahatsızlık başka sözlerle ifade edilmelidir. Sevgilinizin sevdiği programı aşağılamak yerine, bu kez de sizin hoşunuza giden bir şeyler izlemeyi önerebilirsiniz. Her konuda olduğu gibi bu konuda da karşılıklı ödünler verebilmeli ve adil olmalısınız.
Her şeyle tek başıma uğraşıyorum!
Taraflardan birinin iş hayatı daha yoğun olabilir. Uzun mesai saatleri, toplantılar, hafta sonuna sarkan iş, hatta eve getirilen işler.. Bu da diğer tarafın çocuklar ve/veya ev hayvanı ile tek başına ilgilenmek zorunda kalması demek oluyor. Ama sevgiliniz başa çıkmaya çalıştığı bu yoğunluk yüzünden yeterince yorgun ve sinirli iken bir de sizin şikayetlerinizi dinlemek istemeyebilir. Öncelikle sakin olun ve size ve ortak sorumluluklarınıza daha çok nasıl vakit ayırabileceğini karşılıklı konuşun.