Milano’nun Ahenkli Paradoksuna Saygı Duruşu

Milano’nun 1967 yılında kurulan İtalyan yüksek mücevher markası Pomellato’nun Yaratıcı Direktörü Vincenzo Castaldo, Permanente Müzesi’nde düzenlenen bir gala yemeğiyle markanın son yüksek mücevher koleksiyonunu tanıttı. “The Dualism of Milan” adı verilen ve 51 parçadan oluşan bu geniş koleksiyonla Castaldo, Milano’yu hem ciddi kentsel bir öz olarak hem de bolca yaratıcı bir ruh olarak yorumluyor.

Koleksiyon, Milano’yu Pomellato’nun merceğinden yorumlayan iki temaya ayrılıyor; Monokromatik Hazineler ve Renk Prizması.
MİLANO’NUN MONOKROMATİK HAZİNELERİ
Milano’nun en sessiz tarafı, rafine tasarım, ince detaylar ve neredeyse tek renkli olan ince bir renk kullanımıyla karakterize edilir. Bu çok Milanolu estetiğin bir örneği, katı çizgilerin bazı klasik detayları ton sür ton yontulmuş yıldızlarla aydınlattığı Portaluppi tarafından tasarlanan Planetario’dur. Castaldo, bu ruhla gündüz ve gece arasında asılı kalmış beklenmedik bir renk paletinde ince detayları şifreleyen 23 yüksek mücevher parçası yarattı.
MOONSTONES
Milano’yu sık sık saran sislerden ilham alan bu koleksiyon, ay taşlarının güzelliğini melee pırlantalarla aydınlatıyor. Pomellato’nun eşsiz ruhu, 11 kabaşon taşında parlıyor. Pembe altından yapılmış 211,50 karat ay taşları ve beyaz pırlanta pavé ile süslenmiş halkalar içeren bir gerdanlık…
PLANETARIO NOTTURNO
Pomellato’nun sanatının simgesi olan bu gerdanlık, en özel kuyumculuk tekniklerinden ikisini harmanlıyor: gurme zincir halkaları ve neredeyse organik görünen düzensiz elmas pavé. Bu iki parçalı parçanın büyüsü, pembe altın bağlantıların akışkanlığı ile elmaslar ve fırtına grisi spinellerin arasındaki kontrastta yatıyor. Bu takımyıldızın ortasında, rastgele yerleştirilmiş sekiz antrasit spinel, alacakaranlıkta gökyüzünü çağrıştırıyor.
ARENGARIO
Pomellato, Piazza del Duomo’daki ikonik Palazzo dell’Arengario’ya saygı duruşunda bulunarak, Milano’nun rasyonalist mimarisinin özünü yakalayan bir kolye tasarladı. Beyaz pırlanta pavé ile süslenmiş zarif bir pembe altın zincir temeli oluştururken; kalbinde kahverengi ve beyaz pırlantalarla parlayan karmaşık altın kafesler Arengario’nun tarihi cephesindeki güneşin ışığını yakalıyor.
ASIMMETRICO 

Duygusal ve heykelsi olan bu koleksiyon, kumaş kadar yumuşak olan eklemli plakaların kıvrımlı hatlarıyla ve 2.924 pırlantanın ateşiyle boynu sarıyor. César Pelli’nin ikonik Milanese mimarisinin akıcı hatlarından ilham alan choker, her hareketle zarif bir şekilde dalgalanarak Pomellato’nun değerli metallerdeki ustalığını kanıtlıyor.
MİLANO’NUN RENK PRİZMASI
Milano’nun en göz alıcı tarafı, genellikle Gio Ponti’nin kreasyonlarında olduğu gibi eşi benzeri olmayan renk kombinasyonlarının kullanımıyla ifade edilir. Bu temanın mücevherlerinde renk ve ışık oyunu başrolde. Fuşya spineller, elektrik mavisi tanzanitler, canlı yeşil turmalinler… Koleksiyonun bu ikinci bölümünde, Pomellato doğanın en canlı ve nadir mücevherlerini seçerek; düzensiz, organik kesimler ve beklenmedik kombinasyonlar ile neşe yayan parçalar yaratıyor.
SPINELLI DI FUOCO 
Bu parça, kırmızı, pembe, mor, menekşe, gri, turuncu, amber ve şarabi renklerde nadir spinelleri içeriyor. Beyaz pırlantalarla ve 238 spinel kabaşon ile sıralanmış, toplamda 365 karattan oluşan ve yine pembe altın zincir detayı ile birleştirilmiş eşsiz bir parça…
BAROCCO
Bu kolye, turkuaz ve fuşya pembesinden çimen yeşiline kadar uzanan akuamarinler, rubelitler, tsavoritler, tanzanitler, mandarin garnetler, yeşil turmalinler ve mavi zirkonlar ile süslenmiş canlı bir ton yelpazesiyle renklerin kutlamasını yapıyor. Bu yaratımın kalbinde, neredeyse 34 karat ağırlığında bir Paraiba turmalini bulunuyor ve kolyenin serbest form tasarımıyla güzelliği daha da vurgulanıyor.
IL GRANDE BLU
Görünmez tırnaklarla sarılan beş mor-mavi barok kesim toplam 144,47 karat tanzanit, zincir kolyede mavi ve mor safir pavé ile süsleniyor.
GEMME SUPERLATIVE

Bu kolye, mücevher ustasının benzersiz yaratıcılığını ve ustalığını gözler önüne seriyor. ‘Taş içinde taş’ temasını oynayan bu tasarım, oval kesim tanzanit, turuncu garnet, akuamarin, kırmızı ve pembe spinel, peridot, sarı turmalin, indigolit, rubelit ve morganit gibi canlı taşlardan oluşan bir paleti eşsiz bir kompozisyonda bir araya getiriyor. Her biri kendi pavé çerçevesine yerleştirilen bu taşlar; merkez taşları çevreleyen yakut, safir, garnet, spinel, tanzanit, zirkon, rubellit ve Paraiba turmalinleri ile ton-üzerinde-ton haleleri yaratarak her bir taşın ışıl ışıl güzelliğini arttırıyor.
Milano’yu biraz biliyorsanız, hem sessiz, snob, bejleri, grileri, siyah ve beyazları ile çok minimal ama çok güçlü bir şehir; hem de sahne arkasında çok renkli ve yaşamın tadını çıkaran çok yoğun ve kültürel hareketlilik yaşayan bir şehir olduğunu bilirsiniz.
Pomellato’nun yeni koleksiyonunun yarısı cesur Milano’ya, diğer yarısı ise sahne arkasındaki Milano’ya ithaf edilirken; bu zıtlıklarını ve yaratıcılığını mükemmel bir şekilde yansıtıyor ve markanın zanaatkar yeteneklerini gözler önüne seriyor.

Başa dön tuşu