Mehmet Mamger Yücel’den İki Şiir

Mehmet Mamger Yücel’den İki Şiir

Bir Mamger Şiiri

kaşımın bir teli, Humeyni misali, isyan edip, haddini aşıyor

kulaklarımda kıllar çıkıyor

döşümde daha önce hiç şahit olmadığım tüyler peydah

sakalımın sol yanında aklar, gibi sanki, esmerleri solladı… 

bir şey oluyor bana… ölüyorum

 *

birinin daha adı ötekiyle karıştı 

beriki ismin yüzü zihnimde hiç canlanmıyor

hastalık beni yatağa bağlayabiliyor 

dün kesilmeyen nefesim arada es veriyor 

bir şey oluyor bana… ölüyorum 

 *

cürmüm boynumu aşıp aklıma dolanıyor, 

tüm ektiğim dikenler, etimi deliyor 

dilime beni affetsene pelesenk 

ruhum bağışlanma dileniyor 

bir şey oldu bana… ölüyorum

 *

YEDİ DEDİ NENEM

yutmadan önce yedi çiğne
demeden önce yetmiş yutkun
        söyledi nenem
sev kimseyi incitmeden

her kovukta bal yok ki
her deliğe elini sokmasan
        söyledi nenem
biraz durulsa kalemin, acele edip
ağzını hızla kıpraștırmasan

yargı verirken, illaki mecbur isen
yetmiş göz ol da gör, yine de deme, kork Allah’tan
        söyledi nenem
biraz mağaranın köşesine kaçsan
ama halktan ırak olmasan
bilmesen her şeyi
olmasan bir türlü, ama olmaktan hiç caymasan

böyle değildim evvelden, zahir
sonra oldum bu hale düçar
ellerim çatlak, küçük gözlerim kırış kırış
        dedi nenem
dert boynunu eğmeden, sen
boyun eğip durmasan

ağır olan salkım, toprağa bakar, nâçar
filizken güneşi arasan, yandıkça kızarsan
        söyledi nenem
etmese acele dudakların
ağzını hızla kıpraștırmasan…

***

POETIKA TALİMİ DEVAM

İmdi her şiirin bir çıkış hikayesi vardır. Bazısı şairin yazma alışkanlığı ile yapay olarak ortaya çıkar. Bazısı doğal olarak bir duygu yoğunluğunun eseridir. Kalemi güçlü bir insan elbette ki yapay olarak başladığı bir seyri bile, güzel bir şiirle neticeye bağlayabilir. Süreçte zaten yazdıkça kendisi, bir şiir için gerekli olan duygusal anormallik içine girer ve mazisindeki tecrübî duyguların hatıraları başına tasallut, duyguya boğulmuş olarak kalem oynatır.

Ben yine de doğal/natürel kalemciyim. Alışkanlığımın “ya bu akmadı, bunu yaptım” diye arkasından hayıflanacağım bir esere dönüşmesine izin vermem. Bakıp bakıp utanmaktan korkarım öyle bir şeye. Çünkü şiir istem dışı akmalı adeta, duygu manipülasyonu ile yapılmamalı.

Fakat kişi neyi tercih ederse etsin, eseri tecrübî duygu ve kelime birikiminin kaçınılmaz kölesidir. Bilirim.

Üstteki şiir, sosyal medyadan sağlam bir dostuma yazdığım bir çift kelam ile başladı. “Düşünürken etmesen acele, öyle ağzını kıpraștırmasan.”

Sözün muhatabı, sözün asıl sahibini bilecek kadar malumatfuruş. Alıntı var şiirde yahut tefsir demek evla: Kıyamet süresi 16. dize/ayet, Türkçe Transcripti ile:
Lâ tuharrik bihi lisâneke lita’cele bih(i)

Acele hüküm vermeye yahut hükmünü acelece karşıya aktarmaya karşı yazıldı şiir. “Oldum” tehlikesine işaret eder kendince.

Bundan fazla izah, artık şiirin tüm büyüsünü yok eder.

-2020-

Mehmet Mamger Yücel Kimdir?

Adana doğumlu. Eski meteorolog, sonradan İngilizce öğretmeni; eski dilforum yöneticisi. Kısa dönem radyo programcısı. Dil, il ve din hakkında konuşur, yazar. Arada müzik yapar. Kendini sosyal medya yazarı olarak tanımlar ve bunun ciddiye alınması gereken, anlık etkileşime açık yeni bir yazarlık türü olabileceğini düşünüyor. 

Son 10 yıldır hemen her gün mutlaka bir şeyler yazıyor. Şiirlerini sosyal medya dışında bir ortamda paylaşmış değil.

Başa dön tuşu