Hassas insanların özellikleri

Hassas bireyler, içi dışı bir oldukları için kötü bir üne kavuşurlar zaman zaman. Ancak bu tip kişiler için bir kova dolusu gözyaşından daha fazlası vardır. Oldukça hassas bir insan olmak, empati ve önsezi özelliklerinin çok gelişmiş olması anlamına da gelir. Uzmanlara göre insanların yaklaşık yüzde 20’si bu özelliklere sahip.

Çok hassas bireyler sık sık ağlamaya yatkındır; ama kırılgan olmaları sebebiyle değil. Onlar için mutlu, üzgün, kızgın ya da hakarete uğramış olmak farketmez– eğer bir duyguyu hissediyorlarsa, gözyaşı akıtmaya başlarlar. Bu davranış onlar için genelde utanç kaynağıdır ama nadiren kontrol edebildikleri bir huydur: Araştırmalara göre aşırı hassas insanlar daha içten hisseder ve dolayısıyla tepki verirler.

Yüksek ya da tekrar eden gürültüler en kötüsüdür. HSP (çok hassas kişi) araştırmacısı Elaine Aron’a göre, aşırı hassas bireyler, çevrelerindekiekstra ses yapan şeylerle kolaylıkla ve aşırı derecede uyarılıyorlar.

Aron’a göre HSP’lerin vicdanlı davranma oranları genelde yüksektir ama bu durum, birkaç tane “lütfen” ve “teşekkür” dağıtmaktan fazlasıdır. Hassas bireyler, birisini rahatsız edebilecek olduklarında daha uyumludurlar (Bu yüzden birisinden önce metrodan inmeye çalıştıklarını nadiren görürsünüz.). Ayrıca terbiyesizce hareket eden kişileri fark etme olasılıkları daha yüksektir.

Hafta sonu bir korku filmi izlemek istemek? Bir HSP’den onay almak zordur. Aron’a göre, hassas insanlar, inanılmaz derecede empatiklerdir de; kendilerini sıklıkla başkalarının yerine koyarlar. Bu nedenleşiddet içerikli filmler onların favorisi değildir.

Empatik insanların en belirgin özellikleri

Hassas kişiler, bir eleştiri ya da patrondan gelen sert bir mail karşısında moral bozukluğu yaşarlar. Aşırı hassas kişiler, eleştiriyi stres kaynağı olarak görür, daha az hassas akranlarına kıyasla eleştirileri daha çok içselleştirirler.

Konunun bir restoran seçmek ya da kariyer değişikliği yapmak olması önemli değil. Onlar için her seçim, omuzlarında ağır bir yüktür. Aşırı hassas kişiler, karar verme konusunda stres yapmaya meyillidirler; çünkü yanlış kararlar vermekten korkarlar.

Hassas insanlar, genellikle tek başına egzersiz yapmayı tercih ederler. Zumba dansı sınıfları aşırı hassas kişiler açısından pek ilgi çekici değildir; çünkü her hareketlerinin inceleneceğinden korkarlar.

Duygusal bir çocuğa nasıl yaklaşmalı?

Duygusal bir çocuğa nasıl yaklaşmalı?

Bu insanlar için hastanede bir iğne yaptırmak bile bir tür işkence formudur. Ya da ayak parmağını bir yere vurmak. Aron’ın araştırmalarına göre, yüksek derecede hassas kişiler, acıdan, diğer insanlara kıyasla daha fazla etkileniyorlar.

Bir insanın ruh hali ya da arkadaşının salonundaki yeni bir eşya; hassas insanlar, değişime karşı gözlemcidirler. Çünkü çevrelerindeki belirsiz değişimleri bile yakalamada iyidirler ve diğer insanların duygularından kolaylıkla etkilenirler.

Aşırı hassas kişiler, birçok şekilde tasvir edilirler: Fazla şiddetli. Fazla zayıf. Fazla duyarlı. Ancak araştırmalara göre, kendilerine yardımcı olma gibi bir şansları yok; çünkü biyolojik açıdan bu şekilde olmaya programlanmışlar. Zaten dürüst olalım; neden değişmek istesinler ki?

Sizin uyku pozisyonunuz hangisi?

Uyku pozisyonu ilişkinizi ele veriyor… Nasıl mı?

8

Uzun yorucu bir günden sonra sevgilinize sarılmaktan daha rahatlatıcı ne olabilir? Birbirinize yakın hissetmenize yardımcı olan en samimi deneyimlerden birisidir, uyurken bile… İşte tercih ettiğiniz kucaklaşma pozisyonuna göre ilişkinize dair kimi ipuçları:

Başınızı göğsüne koyuyorsanız
Başınızı göğsünde dinlendiriyorsanız, uyurken bile kalp atışlarını duyabilirsiniz. Bu var olan en romantik sarılma pozisyonlarından birisidir. Eğer partnerinizle bu şekilde uyumayı tercih ediyorsanız, sizi korumaya ve güvende hissetmenizi sağlamaya çalışıyor demektir. Sizi dünyadaki tüm kötülüklere karşı korumaya hazır olduğunu gösterir.

Karşılıklı kucaklaşıyorsanız
Bu en yoğun sarılma konumudur. Eğer iki insan uyurken kucaklaşıyorsa, vücutları birbirlerine iç içe geçer. Aslında oldukça konforsuz bir pozisyon olduğu için genellikle ilişkinin sadece ilk zamanlarında gözlemlenir. Duyguların çok ateşli ve tutkulu olduğu dönemde. Birbirlerinden ayrı bir saniye bile geçirmek istemediklerini gösterir.

Sadece bir el ya da bacakla dokunmak
Eğer sarılırken el ele tutuşuyor ya da bir bacağınızı sevgilinizin üzerine atıyorsanız, bu dengeli bir ilişki yaşadığınızı gösterir. İlişkinizde biraz alana sahip olmaktan hoşlandığınızı gösterir ama yine sevgilinizin yanınızda olduğunu hissetmek ve bilmek istersiniz.

Yüz yüze uyumak
Yüz yüze uyumayı seven çiftler, konuşmayı seven çiftlerdir. İletişim kurmanın sağlıklı bir ilişkinin önemli bir parçası olduğunu düşünürler ve muhtemelen geceleri de konuşurken uykuya dalarlar.

Büyük ve küçük kaşık
Erkek arkadaşınız size ya da siz ona arkadan sarıldığınızda buna kaşık pozisyonu denilir. Her iki durumda da sarılan koruyucu taraftır ve diğerine zarar gelmesini istemez. Sarılınan taraf ise şımartıldığını ve korunduğunu hissetmekten hoşlanır.

Hiç dokunmamak
Bazı çiftler yatakta dinlenirken birbirlerine hiç dokunmamayı tercih ederler. Bu farklı anlamlara gelebilir. Ya ilişkileri sarılmaya ihtiyaç duymayacakları kadar yerleşik ve sağlamdır ya da ilişki tehlikededir ve artık birbirlerine dokunma ihtiyacı duymuyorlardır.

Tüm alanı kaplamak
Bu bir sarılma şekli olamasa da çoğu çift için uyurken geçerli bir pozisyondur. Taraflardan biri yataktaki büyük bölümü kaplarken, diğeri kendine kalan alanla yetinir. Bunun anlamı az yer kaplayan tarafın diğerinin mutluluğu için fedakarlık yapmaya hazır olduğudur.

Başa dön tuşu